Genel bir bakış
Bundan çok da uzun olmayan bir süre öncesinde ofis koltukları masum birer mobilya parçasıydı. Ancak günümüzde her yerde; “Oturmak, sigara gibi zararlı bir alışkanlıktır”, “Oturma hastalığı giderek yaygınlaşıyor”, “Seni öldürmeden oturmayı bırakmalısın”, şeklinde başlıklar görüyoruz. İşte bu sebeple de ofisteki oturma aracımızın hiç de masum olmadığını anlıyoruz.
Uzun süre oturmak; diyabet, kardiyovasküler rahatsızlıklar ve bazı kanser hastalıkları riskini artırıyor.
Oturmak, sağlığı tehdit ediyor!
Dünya genelinde önde gelen uzmanlar, uzun süre oturmanın tıpkı sigara içmek gibi sağlık sorunlarına yol açabileceğini söylüyorlar.
Oturmak ve özellikle de sandalyede oturmak, vücuda ekstra yük getirmektedir. Çünkü sandalyede oturduğunuzda vücudunuz kısmen kapanır, hareket olanağı kısıtlanır. Sandalyede kaslarınız belli bir konumda durmak zorundadır, kalçanız sıkışır ve omurganız neredeyse sertleşir. Oturma esnasında vücudunuzdaki kan akışı; beyin fonksiyonlarını, kalp sağlığını olumsuz etkileyecek ve hatta kan pıhtılaşması riskini artıracak derecede yavaş olur. Ayrıca sandalyeniz yağ yakıcı enzimlerin ve kalori yakma işlemlerinin azalmasında önemli bir faktördür.
Biz insanlar bütün gün bir başkan gibi sandalyede oturmak için tasarlanmış değiliz, dik ve aktif olmak için geliştirildik. Sandalyeden kalktığımızda sanki vücudumuzda bir uyandırma çağrısı duyuluyor. Ayakta durmak, yürümek kaslarımıza daha fazla sorumluluk getirir, kan akışını sağlar. Ayakta durduğunuzda daha dikkatli ve enerjik olursunuz, kalçanız daha açık, omurganız da gayet özgürdür.
Nasıl daha az oturabilirsiniz?
Oturmanın zararlarından bahsettiğimiz esna, bütün gün oturmanın panzehirinin bütün gün ayakta kalmak olduğunu düşünmeyin. Bedenimiz; yürüme, ayakta durma, eğilme, bükülme, çömelme gibi çeşitli hareketlerle meşgul olduğunda çok sağlıklı tepkiler verir. Gün içinde konumunuzu ve pozisyonunuzu değiştirmek, sandalye merkezli yaşam içinde size zor görünebilir. İşte bunun için oturma sürenizi kısıtlayacak birkaç basit öneri sunuyorum.
- Ayakta durmanızı sağlayacak bir görev seçin. Telefonla konuşmak, belgeleri incelemek, Facebook hesabınızı kontrol etmek gibi bir görevi ayakta yapın. Görev ne olursa olsun, ayakta da yapılabiliyor olması yeterlidir, onu seçin ve hatta ona yapışın. Gün içinde belirlediğiniz bu tür birkaç görevi ayakta yapmayı alışkanlık haline getirdiğinizde oturma sürenizin kısaldığını fark edeceksiniz.
- İş dışında yemek saatinde de oturuyor olmanız sizin oturma sürenizi uzatıyor. Bu bakımdan gün içindeki bir öğününüzü ayakta yiyin. Mutfak tezgahının önünde ayakta kahvaltı yapın, yine öğle yemeğinizi rahat bir sandalyede oturarak yiyebilirsiniz. Ancak yemeğinizi ayakta yemeniz asla yemeği hızlıca bitirmeniz, daha az besin tüketmeniz anlamına gelmemeli. Sadece normal kahvaltınızı oturarak değil de ayakta yemenizi öneriyorum.
- En az 15 dakika yerde oturun. Sandalyede oturmanın lüksüne alışan kişiler, sandalyeyi bırakıp yerde oturmayı pek tercih etmiyorlar. Ancak yerde oturduğunuzda vücudunuzun hareket kabiliyeti sandalyede oturmaya göre daha fazla gelişecektir. Günde sadece 15 dakika gibi kısa bir süre yerde oturmak bile size iyi gelecek. Örneğin çocuğunuz varsa yerde oturarak ona kitap okuyun ya da onunla oyun oynayın bu hem size hem de çocuğunuza iyi gelecektir. Bununla birlikte sevdiğiniz diziyi yerde oturarak izleyebilir, kitabınızı da yerde oturarak okuyabilirsiniz.
- Her akşam ofisten ayrılırken sandalyenizi masanın uzağına doğru itin. Ertesi sabah sandalyenizin bu alışılmadık konumu size, sandalyeye daha az oturup, daha uzun süre ayakta kalmanız gerektiğini hatırlatacaktır. Sabahları bir görevi ya da işi planlıyorken ofisin içinde yürüyün, dolaşın, bu sayede güne oturma sürenizi kısıtlayarak başlamış olacaksınız.
Küçük notlar ve hatırlatıcılarla; hayatınıza daha az oturma ve daha fazla fiziksel aktivite katabilirsiniz. Sandalyeleri yaşamınızdan çıkarın ya da kapladıkları süreyi daraltın, bu sayede kendinizi ne kadar iyi hissettiğinizi göreceksiniz.
https://www.aysetolga.com/saglik/butunsel-saglik